Her ne olursa olsun insan denilen soru’ya verilen her yanıt, insana öngörülebilir bir hayat sunmak zorundadır. Canı, aklı, nesli, malı ve inancı koruyamayan bir yanıt, yanıt değil; yanlış yola götüren daha karmaşık bir sorudur. Sonuçta, insanın hissî, vicdanî ve aklî yapısını beraberce dikkate alan, can, akıl, nesil, mal ve inanç sınırlarını koruyan her yanıt, insanı âbid, âşık ve nâtık kabul eden itidal sahibi, mutedil bir yanıttır. Bu nazarî çerçevede, modernitenin yarattığı çağdaş ideolojilerin, çözümlerin ve yaklaşımların, -kanımızca- en önemli alamet-i farikası, insanı üç boyutlu bir var-olan olmaktan çıkartıp indirgemeci yanıtlara mahkum etmelerinde aranmalıdır.
Modernite'nin İndirgemeci İnsan Tasavvuru
Her ne olursa olsun insan denilen soru’ya verilen her yanıt, insana öngörülebilir bir hayat sunmak zorundadır. Canı, aklı, nesli, malı ve inancı koruyamayan bir yanıt, yanıt değil; yanlış yola götüren daha karmaşık bir sorudur. Sonuçta, insanın hissî, vicdanî ve aklî yapısını beraberce dikkate alan, can, akıl, nesil, mal ve inanç sınırlarını koruyan her yanıt, insanı âbid, âşık ve nâtık kabul eden itidal sahibi, mutedil bir yanıttır. Bu nazarî çerçevede, modernitenin yarattığı çağdaş ideolojilerin, çözümlerin ve yaklaşımların, -kanımızca- en önemli alamet-i farikası, insanı üç boyutlu bir var-olan olmaktan çıkartıp indirgemeci yanıtlara mahkum etmelerinde aranmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder