Cetlerimiz Avrupa’yı ehlileştireceklerini ummuşlardı. Namık Kemâl bir fetih hülyasıdır.... Asya’nın akl-ı pîrânesi’yle Avrupa’nın bikr-i fikrini evlendirmek. Bir cihangirâne ihtiras, yerini rezil bir zevkperestliğe bıraktı. Genç Batı’nın her nazına, her cilvesine katlanan ihtiyar birer âşık olduk.
Avam anlayamaz bizi diyorduk; avam, yani kendi insanımız, tarihin ve edebiyatın dışındadır, kendini kader’e hapsetmiş. Yükselen bir medeniyet için kurşun işlemez bir zırh olan kader inancı, çöken bir toplum için yüklerin en ağırıdır. Yığını kavganın, yani hayatın dışına iten bu teslimiyetin kaynağı tevekkül değil, tereddidir . Ve... kaçıyorduk.
Bu Ülke, İletişim Yayınları İstanbul 1996.s.137
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder